ALTUN: CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINI, BÖLGESEL GÜÇ VE BÜYÜK BİR KÜRESEL OYUNCU OLARAK YAŞIYORUZ
CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Cumhuriyetin 100’üncü yılı bizim için sadece birtakım anma programlarıyla geçiştirilecek bir gerçeklik değil. Cumhuriyetin 100’üncü yılını biz gerçek anlamda yaşıyoruz. Bir bölgesel güç ve bir küresel aktör olarak yaşıyoruz. İçine kapatılmış küçük meselelerle boğuşan bir ülke olarak değil, büyük bir küresel oyuncu olarak yaşıyoruz” dedi.
TRT’nin dijital platformu Tabii’nin, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yılı dolayısıyla çektiği ‘Mahsusa: Trablusgarb’ dizisinin galası, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nda düzenlendi. Galaya, TRT Genel Müdürü Zahid Sobacı, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, dizinin oyuncuları ve yapımcıları ile TRT çalışanları katıldı.
‘TÜRKİYE’NİN TARİHİ, BİRLİK OLMAK ÜZERİNE YÜKSELEN BİR MÜCADELE VE ZAFERLER TARİHİDİR’
Mahsusa: Trablusgarb dizisinin işlediği konulara değinen TRT Genel Müdürü Sobacı, “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Türkiye Yüzyılı’nda, 29 Ekim’e sadece birkaç gün kalmışken 29 Ekim’e özel hazırlanan Mahsusa: Trablusgarb dizimizin galasını sizlerle birlikte gerçekleştirmekten ve Türkiye’nin uluslararası dijital platformu Tabii de bu diziyi yayınlamaktan büyük bir gurur duyuyoruz. Türkiye’nin tarihi, birlik olmak üzerine yükselen bir mücadele ve zaferler tarihidir. Bu millet, hangi şart altında olursa olsun, imkanları ne kadar kısıtlı olursa olsun mücadelesini hiçbir zaman bırakmamıştır. İnancından asla taviz vermemiştir. Aslında ‘Mahsusa: Trablusgarb’ dizimiz de milletimizin Trablusgarp Savaşı’nda bu mücadelesini anlatan kıymetli bir projedir. Bu anlamda hem Cumhuriyetin 100 yıllık serüveninin hem de bundan sonraki süreçte Türkiye Yüzyılı’nın idrak edilmesi açısından kıymetli bir proje olduğunu düşünüyorum. Çünkü bu proje içerisinde hem ulusal hem de uluslararası kamuoyuna çok kıymetli bir mesajı içeriyor. Bu mesaj da şudur; aslında Türkiye’nin mücadelesi yüzyıllar boyunca ortaya koyduğu irade, ortaya koyduğu mücadele aslında hiçbir zaman sadece kendisi için olmamıştır. Deyim yerindeyse yeraltı kaynaklarını insanlığın üstünde tutan ve kendisi dışındaki kişileri sömürülecek, yönetilecek, köleleştirilecek kitleler olarak gören bir zihniyete, bir yaklaşıma ilişkin mücadeledir Türkiye’nin mücadelesi. Biz de Türkiye’nin kamu yayıncısı olarak, Türkiye’nin devlet televizyonu olarak bu mücadeleyi, bu duruşu, Türkiye’nin tarihindeki şanlı sayfaları, ekrana getirmeyi öncelikli sorumluluğumuz ve bir borcumuz olarak biliyoruz” dedi.
Tabii platformunun önemine değinen İletişim Başkanı Altun, “Mahsusa: Trablusgarb projesinin ön gösteriminin yapıldığı bugün, Türkiye’nin esas itibariyle ne denli derin bir stratejik tarihi olduğunu görme imkanına sahip olacağız. Mahsusa: Trablusgarb projesi, Tabii platformunun ürettiği bir proje. Bu vesileyle Tabii platformunun da ne kadar değerli ne kadar anlamlı bir proje olduğunu da bir kere daha vurgulamak istiyorum. Tabii bir dijital iletişim platformu olarak sadece Türkiye’ye değil, aynı zamanda bölgesine ve bütün dünyaya hitap eden nitelikli içerikler oluşturmaya başlayan çok kıymetli bir proje. Türkiye’nin yüz akı projelerinden biri. Tabii projesiyle esas itibariyle Türkiye’de kendi tarihi ve kültürel kaynaklarından neşet eden, bu tür anlatıların, bu tür sanatsal içeriklerin bütün dünyaya yayılabilmesine imkan tanınacak. Bu yönüyle de gerçekten son derece önemli bir sürecin nişanesi. Mahsusa: Trablusgarb esas itibariyle Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere birçok önemli tarihsel şahsiyetin yine tarihimizde ortaya koydukları kahramanlıklardan bir dizi. Ölümü karşımıza çıkarıyor ve burada bu dizide aslında bu coğrafyada uzun yıllardır nasıl bir varlık mücadelesi, nasıl bir adalet mücadelesi verdiğimizi de ortaya koyuyor” dedi.
‘TÜRKİYE, HAKLININ YANINDA DURARAK DÜNYA SÖMÜRGE SİYASETİNE VE SİSTEMİNE MEYDAN OKUYOR’
Türkiye’nin geçmişte olduğu gibi, bugün de adaleti savunan bir ülke pozisyonunda olduğunu ifade eden Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Trablusgarp Savaşı yıllarına dönüp baktığımızda görüyoruz ki yine bir tarafta sömürenler sömürge siyaseti güdenler, bir taraftan bu siyasete direnerek muhafaza etmeye çalışan toplumlar var. Bu istiklali muhafaza etmeye çalışan toplumlar bugün itibariyle esas anlamıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran o iradenin de temsilcisi. Gerçekten Trablusgarp Savaşı yıllarına dönüp baktığımızda oradaki iradenin, oradaki enerjinin aslında daha sonra milli mücadeleyi başlatan, cumhuriyeti kuran irade olduğunu çok net bir şekilde görebiliyoruz. Bugün bu coğrafyada yine dönüp baktığımızda bir tarafta adalet mücadelesi verenlerin bir tarafta yine varlık, varoluş mücadelesi verenlerin kendi tarihsel, kültürel varlıklarını koruma mücadelesi verenlerin yer aldığını, öbür taraftaysa bu coğrafyanın insanını, kültürünü bütün kaynaklarını sömürmeye çalışan sömürgecilerin olduğunu görüyoruz. Türkiye bugün bu ortamda bu mücadelede son derece şerefli bir yerde mazlumların yanında, haklının yanında durarak dünya sömürge siyasetine ve sistemine meydan okuyor. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın verdiği uluslararası mücadele her şeyden önce bu yönüyle bir adalet mücadelesi.”
‘CUMHURİYETİN 100’ÜNCÜ YILINI BİZ GERÇEK ANLAMDA YAŞIYORUZ’
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümünü kutlayan Altun, “Biz bugün gerçekten çok özel bir dönemi yaşıyoruz. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını şanla, şerefle kutluyoruz. Cumhuriyetin 100’üncü yılını kutlarken bir taraftan Mahsusa: Trablusgarb projesinde olduğu gibi tarihsel derinliğimizi, zenginliğimizi bize hatırlatan; toplumumuzda, milletimizle bu anlamda bir bilinç inşa etmeye çalışan projeleri ortaya koyuyoruz. Bir taraftan milli birlik bütünlüğümüzü, uluslararası alana haykıran projeler ortaya koyuyoruz. Bir taraftan da gelecekte nasıl büyük bir Türkiye vizyonu ortaya koyduğumuzu, düşlediğimizi, ortaya koyan yine projeler inşa etmeye çalışıyoruz. Fakat diğer taraftan Cumhuriyetin 100’üncü yılı bizim için sadece birtakım anma programlarıyla geçiştirilecek bir gerçeklik değil. Cumhuriyetin 100’üncü yılını biz gerçek anlamda yaşıyoruz. Bir bölgesel güç ve bir küresel aktör olarak yaşıyoruz. İçine kapatılmış küçük meselelerle boğuşan bir ülke olarak değil büyük bir küresel oyuncu olarak yaşıyoruz” dedi.